Heyecanı Yenmek İçin Ne Yapmalı? Tarihin Nabzında Sükûnetin Gücü Tarihçi, yalnızca geçmişi okumaz; insanın kendisini anlamaya çalışır. Çünkü geçmiş, bir tür laboratuvardır — duyguların, hataların ve umutların birbirine karıştığı büyük bir deney sahası. Heyecan da bu laboratuvarda en sık gözlenen duygulardan biridir. Savaşların öncesinde, devrimlerin eşiğinde, keşiflerin başlangıcında hep bir heyecan vardır. Ama tarihin bize öğrettiği bir gerçek var: Heyecan kontrol edilmediğinde, yön değil; yıkım getirir. Peki, insanlık bu duyguyu nasıl yenmeyi, nasıl yönetmeyi öğrendi? İlk Kırılmalar: Heyecanın Bedeli İnsanoğlu, ilk büyük toplumsal dönüşümlerini heyecanın gücüyle yaşadı. Tarım devrimi, keşifler çağı, sanayi devrimi… Her biri, insanın içindeki merakın ve coşkunun…
Yorum BırakSıcacık Yuva Önerileri Yazılar
Hesapçı Ne Demek? — Bir Ekonomistin Gözünden Rasyonellik, Kaynaklar ve Seçimlerin Bedeli Ekonominin temelinde yatan en basit ama en güçlü gerçek şudur: Kaynaklar sınırlıdır, ama ihtiyaçlar sonsuzdur. Bu fark, insan davranışlarının en derininde yer alan “hesap” yapma eğilimini doğurur. Bir ekonomist olarak gözlemlediğim şey, insanların ister büyük yatırımlar, ister küçük alışverişler yapıyor olsun, her zaman bilinçli ya da sezgisel biçimde maliyet-fayda analizi yaptıklarıdır. “Hesapçı ne demek?” sorusu, bu davranış biçiminin özünü anlamak için mükemmel bir başlangıçtır. Çünkü “hesapçı” olmak, yalnızca cimrilik ya da tasarruf anlamına gelmez; bu, ekonomik aklın kültürel bir yansımasıdır. Ekonomik Düşüncenin Temeli: Hesap Yapmak Bir Yaşam Biçimidir…
Yorum BırakHekimhan’ın Neyi Meşhur? Öğrenmenin Coğrafyası Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak inanırım ki, öğrenme yalnızca okul duvarlarının içinde değil, hayatın her köşesinde gerçekleşir. Her şehir, her köy, her insan kendi içinde bir öğrenme alanıdır. Hekimhan da bu anlamda yalnızca bir yerleşim yeri değil, öğrenmenin kültürel ve toplumsal biçimlerinin canlı bir laboratuvarıdır. “Hekimhan’ın neyi meşhur?” sorusu, ilk bakışta turistik ya da yöresel bir merak gibi görünür. Fakat eğitimsel açıdan bakıldığında bu soru, bilgiye ulaşmanın, anlam kurmanın ve kimliği öğrenmenin harika bir örneğidir. Her “meşhur” unsur — ister bir lezzet, ister bir değer, ister bir insan davranışı olsun — bir toplumun…
Yorum BırakGüvercinlik Vadisi Hangi İlde? Tarihsel Süreçler Işığında Bir Vadiye Bakış Bir Tarihçinin Gözünden: Geçmişle Bağ Kurmanın Sessiz Sanatı Tarih, sadece olayların kronolojik sıralaması değil; insanın kendini ve yaşadığı mekânı anlama çabasıdır. Her coğrafya, ardında bir hikâye bırakır. O hikâyeler, bazen bir savaşın yankısı, bazen bir göçün sessiz izidir. Bir tarihçinin gözünde Güvercinlik Vadisi, işte böyle bir anlatının mekânıdır. “Güvercinlik Vadisi hangi ilde?” sorusu, yüzeyde basit bir coğrafi sorgu gibi görünse de, aslında Anadolu’nun değişen yüzünü, geçmişle bugünün kesiştiği bir aynayı yansıtır. Güvercinlik Vadisi’nin Coğrafi Kimliği Güvercinlik Vadisi, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde, Nevşehir il sınırları içinde yer alır. Kapadokya’nın büyüleyici coğrafyasında…
Yorum BırakOn Kamber Ne Demek? Kadın-Erkek Evreninde Çözüm Ararken Ortaya Çıkan Bir Efsane “On Kamber ne demek?” diye Google’a yazanların yüzde doksanı eminim bir arkadaş grubunda “abi sen tam on kambersin” cümlesine maruz kalmışlardır. Geri kalan yüzde onluk kesim de muhtemelen sosyal medyada bu ifadeyi görüp, ‘yine mi yeni bir deyim çıktı?’ diye iç geçiriyordur. Evet, yeni nesil deyimler, bazen Türk Dil Kurumu’nu bile şaşırtıyor. Ama hadi gelin, bu gizemli ‘On Kamber’ meselesini birlikte çözelim. On Kamber Ne Demekmiş Bakalım? Aslında “on kamber” ifadesi biraz mecazi, biraz da alaycı bir tabirdir. Halk arasında, her işe koşan, çözüm odaklı ama biraz da…
Yorum BırakKânunuevvel Hangi Dil? Bir Kelimenin Kalbinden Geçen Yolculuk Bugün size bir kelimenin hikâyesini anlatmak istiyorum. Hani bazen bir sözcük kulağınıza dokunur da, geçmişten ince bir rüzgâr taşır ya; işte Kânunuevvel öyle bir kelime. Masanın bir ucunda hesap yapan, çözüm planları çizen Deniz; diğer ucunda insan hikâyelerini dinleyip onların duygularını toplayan Leyla vardı. Ben de arada, bu kelimenin peşine düşen bir anlatıcı… “Kânunuevvel hangi dil?” diye sorduk kendimize ve bir kelimenin kalbinden geçerek tarihe doğru yürümeye başladık. Deniz’in Haritası: Strateji Masasında Bir Ayın Kökeni Deniz, defterini açtı. İnce uçlu kalemiyle bir zaman çizgisi çizdi. “Önce parçaları birleştirelim,” dedi. “Kânun ve evvel……
Yorum BırakBühtan Ne Anlama Gelir? Eğitimde Dil ve Anlamın Gücü Öğrenme, bir kişinin hayatını dönüştüren en güçlü araçlardan biridir. İnsan, öğrendikçe gelişir, genişler ve derinleşir. Bu süreç yalnızca bilgi edinme değil, aynı zamanda anlam üretme ve algıyı şekillendirme meselesidir. Eğitimcilerin görevlerinden biri de bu anlam üretim sürecinde öğrencilere rehberlik etmek ve onların düşünme becerilerini geliştirmektir. Bugün, dilin ve anlamın gücüne, özellikle de “bühtan” kelimesine odaklanarak, öğrenmenin pedagojik boyutunu keşfetmek istiyorum. Bühtan kelimesi, Türkçede sıkça duyduğumuz ama derinlemesine anlamını her zaman sorgulamadığımız bir terimdir. Peki, bühtan ne anlama gelir? Ve daha önemlisi, bühtan kelimesi üzerinden neler öğrenebiliriz? Bühtan: Tanım ve Dilin Gücü…
Yorum BırakKaolin Kili Neden Yapılır? Bilimin En Beyaz Yüzünü Gülerek Konuşalım! Şimdi dürüst olalım… “Kaolin kili neden yapılır?” sorusu kulağa bir kimya sınavı sorusu gibi geliyor olabilir. Ama korkmayın, burası laboratuvar değil; burası mizahın ve merakın kesiştiği blog köşesi! Beyaz bir toz parçasının neden bu kadar değerli olduğunu konuşacağız ve bunu yaparken biraz güleceğiz. Çünkü kim demiş kilin sadece cildi değil, ruhu da arındıramayacağını? Uyarı: Bu yazıdan sonra mutfakta kendi kaolin kili üretmeye kalkışanlar olabilir. Lütfen önce çayı demleyin, sonra deneyin! Kaolin Kili: Taş Gibi Başlayan, Kremsi Maske Olarak Biten Hikâye Kaolin kili aslında “beyaz kil” diye bildiğimiz, doğanın ta içinden…
Yorum BırakKanserojen Maddeler Nelerdir? Korkudan Değil, Meraktan Konuşalım Bir düşün: Her gün nefes alıyoruz, yiyoruz, güneşe çıkıyoruz, çalışıyoruz. Yaşamın tam ortasında, görünmez iplerle örülmüş bir ağ gibi “kanserojenler” de dolaşıyor. Bu kelime kulağa ürkütücü geliyor, biliyorum. Ama bu yazıyı, panikle değil merakla okumak için buradasın. Gel, kanserojen maddelerin hikâyesini birlikte çözelim: Nereden geliyorlar, bugün bizi nasıl etkiliyorlar ve yarın için bize ne anlatıyorlar? “Kanserojen” Ne Demek? Bilimin Kullandığı Dil Kanserojen, “kansera neden olma potansiyeli olan etmen” demek. Bu bir madde (benzen gibi), bir karışım (tütün dumanı gibi), bir fiziksel etmen (UV ışını gibi) ya da bir biyolojik etken (bazı virüsler gibi)…
Yorum BırakYazı Kişiliği Yansıtır mı? Toplumsal Roller, Kimlikler ve Satır Aralarındaki İnsan Toplumun bireyi şekillendirdiği, bireyin de topluma yön verdiği o ince dengede yürüyen bir araştırmacı olarak, her zaman şunu merak ettim: İnsan, kendini yalnızca sözleriyle mi ifade eder, yoksa kaleminden dökülen satırlar da onun kimliğini ele verir mi? Bir not defterinin kenarına yazılan acele bir cümle, bir mektubun içtenliği ya da bir dilekçedeki soğuk resmiyet… Bunlar sadece yazı biçimleri değil; toplumsal rollerin, kültürel değerlerin ve kişisel kimliğin izdüşümleridir. İşte bu nedenle “Yazı kişiliği yansıtır mı?” sorusu, yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda sosyolojik bir meseledir. Yazı: Toplumsal Normların Görünmez Taşıyıcısı Yazı,…
Yorum Bırak