Şerh ve Haşiye: Edebiyatın Küçük Notları, Büyük Farklar!
Herkesin bir zamanlar “kitaplarda neler yazıyor acaba” diye merak edip sayfaların kenarındaki küçük yazılara baktığı bir anı vardır, değil mi? Şöyle bir şerh ya da haşiye bakınca insan bir anda “Aaa, bu ne şimdi?” diye kafasında dev bir soru işaretiyle duraklar. Şerh ve haşiye! Bu iki terim, edebiyat dünyasında öyle gizli ve önemli birer öğe ki, onlar sayesinde metnin iç yüzünü biraz daha yakından tanıyabiliriz. Ama ne yazık ki çoğu zaman “bu kadar küçük şeylere mi takılacağız?” diyerek göz ardı ederiz. Oysa, şerh ve haşiye, işin içinde bir hikmet barındırır, tıpkı hayatta olduğu gibi.
Peki, nedir bu şerh ve haşiye? Gelin, birlikte biraz eğlenerek öğrenelim. Hani bazen hayatımızda bir şeyleri anlatırken, kimisi stratejik olarak durumu çözmek ister, kimisi de duygusal bir yaklaşımla olayı ilişkilendirir. İşte bu şerh ve haşiye arasında da tam böyle bir fark var!
Şerh: O Kısa Ama Öz Notlar
Şerh, tam olarak “bir açıklama, not” demektir. Genellikle bir kitabın ya da yazının içinde, yazarın metnini daha anlaşılır kılmak için yapılan açıklamalardır. Kısacası, bir açıklama yapmak için yazara mikrofonu uzatan, onun söylediklerini daha iyi anlatan bir detay eklemidir. Bu kadar basit! Ama tabii bu açıklamalar bazen o kadar derin olur ki, okur bir şerhin içinde kaybolur ve aslında ana metni unutur.
Bir örnekle anlatacak olursak, diyelim ki bir romanın kahramanı, bir adada bir sabah uyanmış ve “Gökyüzü turuncu rengindeydi, dalgalar denizin kolları gibi sarılıyordu.” diye bir şey yazmış. O esnada hemen bir şerh eklenir: “Burada, yazara ait bir metafor kullanılmıştır. Yazar, denizin kollarını doğa ile insanın özdeşleşmesi üzerinden betimlemiştir.” Bu, çok stratejik bir yaklaşım. Erkeklerin bu tarz açıklamalara biraz daha yatkın olduğunu söyleyebiliriz. “Ver bir çözüm, net olsun” diyen yaklaşım tarzını benimserler. “Hadi, bana kısaca açıklama yap, gereksiz detayla zaman kaybetmeyelim” derler.
Kadınlar ise genellikle bir şerhin duygusal boyutuna daha çok odaklanırlar. “Bu açıklama çok güzel olmuş,” diyebilirler, “Yazarın hissettiklerini tam olarak hissetmişim gibi oldum.” Kadınların bu empatik yaklaşımı, şerhlerin duygu yüklü anlamını biraz daha derinleştirir. “Bir metnin anlamını şerh olmadan ne kadar anlayabiliriz ki?” diye düşünebilirler. Tıpkı hayatın detaylarında da öyle değil mi? Bazen en ufak bir açıklama, ilişkinin temelini inşa edebilir.
Haşiye: Daha Kısa, Daha Güçlü
Haşiye ise biraz daha kısa ve öz bir açıklama türüdür. Şerhten farklı olarak, haşiye genellikle bir kelimenin veya cümlenin hemen yanına yazılır ve genellikle metnin anlamını çok fazla değiştirmez. Tam tersine, bazen bir kelimenin anlamını netleştiren, okuru bir kelimeyle daha yakınlaştıran bir tür nottur. Bunu bir tür “yan not” olarak düşünebilirsiniz. Mesela, bir metinde bir kelime geçiyor: “Kırmızı balina” ve hemen yanına eklenmiş haşiye: “Balinaların doğal olarak kırmızı olması mümkün değildir, burada anlatılmak istenen, balinanın gücünü simgeleyen bir metafordur.” Şimdi, erkeklerin bu tarz stratejik, net ve anında çözüme odaklı yaklaşımına ne kadar uyar, değil mi?
Kadınlar ise bu tarz açıklamaları daha çok “kendini anlama” amacıyla kullanırlar. “Bunu bir şerh gibi değil de, daha çok bir haşiye gibi okumalıyız. Yani, metnin anlamını hemen çözüme kavuşturmak değil, biraz daha duygusal bir bağ kurarak anlamaya çalışmak.” diyebilirler. Kadınların yaklaşımı, haşiyenin özünü daha çok “anlama ve empati kurma” çerçevesinde algılar. “Bir kelimenin peşinden gitmek, metnin daha derinlerine inmeyi sağlar” diye düşünürler.
Şerh mi, Haşiye mi? İkisi de Farklı, İkisi de Gerekli!
Edebiyatı bir strateji oyununa çevirdiğimizde, şerh ve haşiye aslında birer taktik gibidir. Şerh, olayları daha derinlemesine anlatırken, haşiye, metnin kenarlarında dans eden kısa ama öz notlardır. İkisi de metnin bütünlüğünü artıran, okurun anlam dünyasına katkıda bulunan araçlardır. Ancak şerh daha detaylı ve bazen bazen “fazla derin” olabilirken, haşiye genellikle daha pratik, daha doğrudan bir açıklamadır.
Peki, siz hangi tarafı daha çok seviyorsunuz? Şerhin içine dalmayı mı, yoksa haşiyenin hızlı açıklamalarıyla ilerlemeyi mi? Her iki yaklaşım da hayatta farklı bakış açılarını yansıtır. Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik bakış açıları ile kadınların empatik ve derinlemesine anlama istekleri arasında bu fark oldukça belirgin.
Edebiyatın küçük notlarında kaybolmaktan hoşlanıyor musunuz? Şerh ve haşiye, aslında hayatta da ne kadar çok şey anlatıyor, değil mi? Yorumlarda buluşalım! Hangisini tercih ediyorsunuz?